6 Mayıs tarihinde bir zincir restoranda motokurye olarak çalışmaya başlayan Balıkesir Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi Ata Emre Akman (20), 11 Mayıs gecesi motosikletle Karaoğlan Mahallesi’ndeki bir apartmandaki daireye sipariş bıraktı.
Motoruna binmek isteyen Ata Emre’nin önü, 17 yaşındaki E.Ö. tarafından kesildi. E.Ö., boğazından tuttuğu Ata Emre’yi vücudunun çeşitli yerlerinden defalarca bıçakladı. Ata Emre bir süre yalpaladıktan sonra kanlar içinde yere yığılarak hayatını kaybetti.
Saldırgan E.Ö. ise kaçtı. Otopside Akman’ın vücuduna 25 bıçak darbesi aldığı ve bu darbelerden 20’sinin ölümcül olduğu belirlendi. E.Ö., ailesiyle yaşadığı eve düzenlenen operasyonla yakalandı. E.Ö. ve saklanmasına yardımcı olduğu ileri sürülen babası O.Ö., gözaltına alındı. ‘Kasten yaralama’ ve ‘tehditten’ 6 suç kaydı bulunan E.Ö. ve babası, polisteki işlemlerinin ardından aynı gün adliyeye sevk edildi. E.Ö., çıkarıldığı mahkemede tutuklanırken, babası serbest bırakıldı.
‘KATİLİ BABASI AZMETTİRDİ’
Olayla ilgili konuşan gözü yaşlı anne Zuhal Akman, “Katilin 17 yaşında olduğu söyleniyor. Bıçaklama ve kasten yaralama gibi 6 ayrı suç kaydı var. O caninin babası da cinayetten dolayı 10 yıldır Buca Cezaevi’nde yatıyor. Cinayetten yatan bir adam hafta sonu için izinli çıkabiliyor, Türkiye’de yeni bir meslek grubu oluşabilir. Katil azmettirildi, bunun farkındayız. Babası da cezalandırılmalı çünkü azmettiricisi o. ‘Benim yapamadığımı artık çocuğum yapacak’ diye oğluna el veren kişi babası. Ata’nın sipariş götürdüğü apartmanda, bu caninin babasının daha öncesinde birlikteliği olduğu söylenilen bir kadın oturuyormuş ama o kadın bir başkasıyla evliymiş. O caninin babası, eski kadın arkadaşına ‘Senin eşini öldüreceğim’ diyor. Kadının alt kattaki arkadaşına da bilenmiş, onu da tehdit ediyor ve ‘Senin oğlunu öldüreceğim’ diyor. Bu caninin azmettiricisi olan babasının şöyle bir beyanı var, ‘Artık benden iş geçti, benim yapamadığımı oğlum yapacak, görürsünüz.’ diye tehditleri var, bunun da tanıkları var. Yani o gece apartmandan kim çıksa bunu yaşayacaktı. O geceki görüntülerin bir kısmını istemeden izledim, Ata’nın üzerinde kurye olduğunu belirten pizzacı montu var. Ata’nın orada işini yaptığı belli. Hukuka güveniyorum. Lütfen katiller evci olarak dışarıya çıkmasın. Çünkü onlar sadece kendilerine değil, tüm Türkiye’ye, hatta dünyaya zarar” ifadelerini kullandı.
Ata Emre Akman’ın annesi, katil E.Ö.’yü (sağda) babası O.Ö.’nün (yukarıda) azmettirdiği iddiasında bulundu.
‘BEN SEVMEYİ ONDAN ÖĞRENDİM’
Ata’nın babası emekli albay Erol Akman ise “Ata, insanlara dokunmayı seven bir çocuktu. Arkadaşları bana ‘Ben sevmeyi Ata’dan öğrendim’ dediler, bu ne kadar güzel bir şey. Böyle bir çocuk benim elimden kaydı, gitti. Ben 25 bin asker yetiştirdim. 25 bin askerin kılına zarar gelmedi ama kendi oğlumu koruyamadım. Benim oğlum, sadece öldürme gayesiyle bir yerde hazır bulunan bir cani tarafından ve bunu meslek haline getirme aşamalarında olan birisi tarafından katledildi. Biz çocuklarımızı bunun için mi yetiştirdik? Kız kardeşi var, ben onu nasıl sokağa salacağımı bilmiyorum. İstanbul’dan korkuyor, Balıkesir’den korkmuyordum. Kardeşinin sınavı var, nasıl girecek? Bir yeri kazansa bile ben onu nasıl göndereceğim? Bu saatten sonra insanlar çocuklarını nasıl güvenle başka bir şehre okumak ve bu memlekete faydalı bir birey olmak için gönderecek? Bu vaka güvenin ayaklar altına alındığı bir vakadır. Bu dava sonuna kadar takip edilmeli” diyerek isyan etti.
ATA’YA SON KEZ MORGDA SARILDI
Anneler Günü’ne oğlunun morgdaki cesedini teşhis ederek giren acılı anne Zuhal Akman, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Sabaha karşı eşime telefon geldi. Polis, ‘Oğlunuz bir bıçaklanma olayına karıştı, ağır yaralı ve ameliyata alındı, buraya gelmeniz gerekiyor’ deyince eşim ağlamaya başladı. Balıkesir’e doğru yola çıktık. Tuhaf bir geceydi, yağmurlu ve sisliydi. Yoldayken eşim hastaneyi aradı ancak ‘Ata Emre Akman diye bir hasta yok’ deniliyordu. Çünkü artık yok. 150-180 kilometre hızla Balıkesir’e vardık. Acil servisten çıktıktan sadece 5 dakika sonra morgdaydık ve ikinci raftan oğlumuzu çekiyorlardı. Sonra sedyeyi aşağı indirdiler, örtüyü açtım, Ata olduğu söyleniyor ama Ata değil. Ata olamaz çünkü saçları kısaydı. Bilmiyordum ki saçlarını kestirmiş; Anneler Günü’nde bana sürpriz yapacakmış. Her tarafını açtım ve baktım. Otopsiden sonra bütün izleri, her şeyi gördüm. Sonra yetkililere ‘O sedye beni kaldırır mı?’ diye sordum ve Ata’nın yanına çıkıp yattım, biraz sarıldık. Çünkü bir daha sarılıp yatma şansımız olmayacaktı. Baktım ki ellerim kanlanmış. Bir müddet sonra artık Ata’dan ayrılmam gerekiyordu. Sonra tabut geldi, oradaki görevli, birisine ‘El atın da kaldıralım‘ dedi. ‘Ben annesiyim, ben çocuğumu kaldırırım’ dedim. Kaldırdım, kuş gibiydi. Zaten Ata, Ata’ya benzemiyordu. İnsan bir anda mı değişir?”
BİR HAFTA ÖNCE KIZ ARKADAŞIYLA ŞARKILAR SÖYLEMİŞTİ
Ata Emre Akman’ın cenazesi, 12 Mayıs günü Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki Muradiyesarnıç Mahallesi’nde gözyaşlarıyla toprağa verildi. Hunharca saldırıda hayatını kaybeden Ata Emre Akman’ın olaydan 1 hafta önce ailesiyle gittiği tatilde ve kız arkadaşıyla olan görüntüleri de ortaya çıktı. Ata Emre Akman, ailesiyle gittiği tatildeki görüntüsünde kameraya el sallaması, kız arkadaşıyla olan görüntüsünde ise gitar çalıp neşe içinde şarkı söylemesi görenleri duygulandırdı.
ANNELER GÜNÜ’NDE HEDİYE ALMAK İÇİN İŞE GİRMİŞ
Ata’nın liseden arkadaşı Efe Toprak Ateş (20) “Ata tanıdığım en iyi insanlardan biri. Hiç kötü anımız yok. Dünya turu yapmak istiyordu. En son olay yaşanmadan yani işe başlamadan 1 hafta önce konuşmuştuk. Hem yaklaşan Anneler Günü için annesine hediye almak hem de yazın hep beraber tatile gitmek için işe başlamıştı” dedi.
“EV BAKACAKKEN MEZAR YERİ BAKTIK”
Ata’nın üniversitede okuduğu dönem boyunca askeri misafirhanede kaldığını ve gelecek yaz eve çıkmak istediğini söyleyen anne Zuhal Akman, “Biz ev bakacakken mezar yeri baktık. Ata, geçen yıl tek başına yaklaşık 11 ülke dolaştı. Koca Avrupa’da farklı farklı ülkelerde bir şey olmadı da kendi ülkemde Balıkesir gibi bir yerde böyle şeyler yaşadık. Ata, 2004 yılında Balıkesir’de doğdu. Balıkesir’de üniversiteyi kazandı ve Balıkesir’de hayatını bitirdi. Halbuki sadece hayatının ilk 3 yılını Balıkesir’de geçirmişti, bir de son yılını” ifadelerini kullandı.